Beton Genleştiren ve Büzülme Azaltıcı

Ürün tanıtımı

Betonda büzülme etkisini azaltmak için kullanılan yöntemlerden biri de büzülme dengeleyici beton kullanımıdır. Bu yöntem betonun büzülmesi yerine genleşmesi esasına dayanır. Bu yöntemde beton, ettrijit (K tipi, kalsiyum sülfoalüminat veya kalsiyum alüminat bazlı bileşikler) veya kalsiyum hidroksit (kireç bazlı bileşikler) oluşumuyla elde edilir. Bu yöntemde, hızlı priz alma, düşük işlenebilirlik ve en önemlisi bu yöntemle genleşme meydana geldiğinden genleşme için özel dikkat gösterilmelidir. Diğer bir yöntem ise 1985 yılında Japonya’da tanıtılan ve 1995 yılında Kuzey Amerika pazarına giren büzülme önleyici katkıların kullanılmasıdır. Bu katkı maddeleri genleşmeye neden olmadan büzülme mekanizmasını kimyasal olarak değiştirir.

Betonun büzülmesine etkili olan faktörler arasında şunlar var:

Su / çimento oranı
Çimento kalitesi ve agrega türü
Çimento türü
Karıştırma planı
Alan hacim oranı
Beton çevresindeki bağıl nem ve diğer çevresel koşullar

Beton ve harçta büzülme üç durumda olur: plastik fazda, kendiliğinden ve kuruma sırasında. Plastik büzülme, taze beton yüzeyinden suyun buharlaşma hızı, kanlama hızından daha yüksek olduğunda olur. Bu büzülme, suyun havaya maruz kalan beton yüzeyinden hızla buharlaşması nedeniyle çoğu zaman nihai prizden önce gerçekleşir. Beton yüksek sıcaklığı, yüksek rüzgar hızı ve düşük nem, suyun beton yüzeyinden buharlaşma oranını artırır. Su kaybı oranı ayrıca beton bileşenleri, karışım oranları, elemanın kalınlığı ve betonun sıkıştırma tipi ve yüzey kalitesi gibi faktörlere bağlıdır. Plastik büzülmeden kaynaklanan çatlaklar genellikle birbirine paraleldir ve mesafeleri 0,3 ile 1 metre arasındadır. Bu çatlaklar yüzeyseldir ve derinlikleri 25 ile 50 mm arasındadır, ancak plastik büzülmeyle beraber kuruma nedeniyle oluşan büzülme de olsa koşulları ağırlaştırdığı durumlarda çatlaklar daha derine işleyebilir. Bu çatlaklar genellikle döşemeler, kaldırımlar, köprü tabliyeleri, endüstriyel zeminler, tünel kaplamaları, ince beton elemanlarda ve yüzey/hacim oranı yüksek yüzeyleri gibi görülür. Düşük su-çimento oranına sahip ve puzolanik malzemeler içeren yüksek dayanımlı betonlar, plastik büzülme neden olduğu çatlaklara daha fazla maruz kalır. Bu tür büzülme, çoğu zaman beton dökümünden sonraki ilk 7 gün içinde ortaya çıkar.

Beton hala sıvı haldeyken kendiliğinden büzülme olur. Bu tür büzülme, aslında beton yapısının boyutunun değişmesinden veya başka bir deyişle betonun Porozite küçülmesinden kaynaklanmaktadır. Bu tip büzülme, çimento hidratasyonunun bir fonksiyonu olarak kabul edilir. Aslında, bu tür agregasyonun arkasındaki itici güç kimyasal reaksiyonlardır, hidrasyon geliştikçe hacim azalır. Hacimdeki değişiklik, su ve çimento malzemeleri arasındaki reaksiyondan ve reaktif malzemelere kıyasla reaksiyon ürünlerinin yoğunluğunun değişmesinden kaynaklanmaktadır. Reaksiyonun hammaddelerinin yoğunluğu, reaksiyon sonucu oluşan ürünlere göre daha düşük olduğu için bunun sonucunda beton karışımındaki malzemelerin hacmi azalır ve betonda kendiliğinden büzülme oluşur.

Kuru iklimlerde beton ile çevre havası arasında bağıl nem farkı olduğunda kuruma nedeniyle büzülme oluşur. Kısacası, bu olay hidratlı çimentodan suyun buharlaşması ile ilgilidir. Doymuş çimento, doymuştan daha az neme maruz kaldığında, beton, büyük gözeneklerden nemi kaybeder ve bu da büzülmeye neden olur. Aslında beton prizini aldıktan sonra betonun boş yerlerinin suyu buharlaşmasından dolayı betonun hacmi azalır. Düşük su içeriğine sahip yüksek dayanımlı betonlarda, kuruma sonucu oluşan ve kendiliğinden büzülme, şiddetli çatlama olasılığını arttırdığı için çok zararlı ve tehlikelidir. Normal dayanıma sahip betonlarda (28 günlük dayanım 34 MPa’dan az), kendiliğinden büzğlme kuruma büzülmesinden daha az önemlidir. Büzülme tek başına beton çatlamaya neden olmaz. Betonda çatlama, betonun bağlı olup olmamasına bağlıdır. Aslında, bağlı betonun büzülmesinden kaynaklanan dış veya iç kısıtlamaların neden olduğu kuvvetler, beton elemanda çatlaklara neden olur. Bunun nedeni beton yapıların çoğunun zemine, temele, donatıya veya yapının diğer elemanlarına bağlı olmasıdır ve bu problem çekme gerilmelerine neden olur ki, gerilme miktarı betonun çekme mukavemetini aşarsa betonda çatlakların oluşmasına neden olur.